21 Mayıs 2009 Perşembe

ŞEREF TRIBÜNÜNDEKI ŞEREF .

SEREF TRIBÜNÜNDEKI SEREF . . . .


Sizde böyle yapar misiniz bilemem lakin ben mutlaka seref tribünlerini net bir sekilde dikizleyebilecegim yerlere çömelirim. Bunu psikolojik bir travma mi yoksa empatik bir davranis türü olarak mi yorumlarsiniz pasa gönlünüz bilir. Ama olay bu.

Yani kafa yordugum bir gerçek. Olayi çözdügümse bir muamma; öyle ki
kendimden kavrama özürlü müyüm acaba diye süphelendigim an çok
olmustur. Bir herifin yaklasik bir yerli araba fiyatina "özel plaka" almasiyla sani artmis mi oluyor? Yada bir baska hödügün; zaten asiri kazik pavyon hesabinin üç bes mislini garsona boca edip, onun yerlere kadar egilmesiyle "Alemin Krali!" olarak nami arsa mi çikiyor.

Metodolojik açidan disimizda ki insanlari anlamanin en iyi yolunun
Empati: duygu sezisi, feraset oldugu hep ifade edilir. Elden
geldigince yapmaya çabaliyorum sahsen. Kendimi bir çocuk, esnaf,
yasli, issiz vs. yerine koyabiliyor olaya öyle bakmaya çalisiyorum.
Ama bu her zaman olamiyor ki. Ben kendimi nasil mafya babasi, tarikat seyhi veya ne bileyim devlet ve millet büyügü yerine koyabileyim?

Böyle zatlarin taklidi olamaz herhalde; onlarin cevherini imitasyon
ede bilemez kalpazanlar!

Eskiden seref tribünü denirdi hep, anlasilir bir tanimdi, sonradan
"protokol tribünü" ve hatta sadece "protokol" denilmeye baslandi.
"Seref tribünü" daha tuttugum bir ifade idi. Incelik hastasi birileri diger yerler daha az serefli mi oluyor diye düsünmüs ve degistirmis olmali. Eger böyle ise bosuna alinganlik; babasi ölmüse ha yetim demissiniz ha öksüz ne fark eder. TDK'na göre Protokol : Resmi iliskilerde ve islemlerde kurallar olarak tanimlaniyor. Yani protokol tribününe gelen kimseler kurallara göre resmiyet maskelerini takacaklar, efendice oturup töreni- eglenceyi, bayrami vs. lütfedip izleyeceklerdir

Önceden belirlenmis kurallar henüz tam anlamiyla belirlenmedigi ve
belirlenecegine dair bir emareye de rastlanamadigindandir ki at
binenin kiliç kusananin türü isler olmaktadir. Anayasal korumasi
olmamakla birlikte bilinmez / degistirilemez kurallari vardir. AB'nin bile tarama sürecinde ilgisiz kalmasi manidardir. Bu topraklarda milletler, medeniyetler, rejimler degismis ama sereflilik oyunlari degismemistir. Agabeylerinin Yusuf'u derin kuyuya atmalarinin nedenin bu oldugunu söyleyenler var. Hititlerde sasali törenlerin önemi bilinmektedir, bana inandirici gelmeyen bir iddiaya göre Roma Imparatorlugunun ikiye ayrilmasinda bu islerinde katkisi varmis Havaalanlarinda bu isi VIP salonlari seklinde çözmüsler; Çok Önemli Kimse salonlari. Esasen mantalite ayni.

Evvela su ki protokol'un bir listesi vardir. Liste ne ise yarar? Iste en önemli nokta, zurnanin zirt dedigi yer burasidir. Onda yazili siraya göre bayramlarda çelenkler sunulur, tebrikata - kabule girilir, seref tribününde oturulur; bayram, eglence veya maç seyredilir, günün önem ve anlamiyla ilgili nutuklar atilir, madalya, hediye, plaket vb. verilir, alinir / kurdele kesim islerine müdahil olunur. Trompet ve davul çalar, ayaginizin basacagi yerlere kirmizi halilar serilir, eskortlar -korumalar fir döner etrafinizda. Ölünce top arabasiyla gider cenazeniz. Medyada bahsiniz geçer. Kisaca su alemdeki yeriniz, durusunuz odur. Oradaki sira numaraniz hayattaki tek numaranizdir. Güçtür, itibardir.O liste öyle hayat memat listesidir.

Yani siz O'sunuz.

Varliginizin yegane nedenidir o..

Sizin kadar, bazen daha çok sevgili esiniz içinde önemlidir isgal
ettiginiz post. ÇÖK, eger erkekse protokole sevgili karisinin
tafralari da karisir. Bu durum literatürde "Baskadin/ Kösem
Sultan( first lady - première dame) sendromu/ sikintilari
" diye geçer...

Bunlarin neden oldugu nice cephe savaslari gizli toplumsal tarihimizde mevcuttur. Yalniz sunu hemen söyleyeyim Baskadin olmak zor bir zanaattir ve bu konuyu açacak olursak bohçaci kadin muhabbetine dönüsür ki basta size yazik. Ha bu arada son zamanlarda çokça görmeye basladigimiz bayan ÇÖKlerin kocalarinin, nedense pek bir sikinti olusturduklarina rastlanilmadi. Nede olsa erkekler ya bir kadinin arkasina siginip caka satmayi kendilerine yediremiyor olabilirler veya çok centilmen olduklarindan olacak o kadar ki tören mahallerinde dahi görünmüyorlar. Bu platform disindaki görevleri mevzu kapsamimizda olmadigi için kisa kesiyorum.

Siz bakarsiniz ve sanirsiniz ki orada bes/ sekiz kisiden olusan bu
ÇÖK insanlari pasa pasa, mutlu ve birbiriyle barisik, huzur içinde
etkinligi, etrafi seyrediyorlar. Görsel olarak dogrudur en iyi
görünen yerde konuslanmislardir amma sadece Number ONE. Digerleri tam ortada yada olmasi gereken yerde degillerdir ( oraya layik olmayan biri çöreklenmistir). Herkese göre dünyanin merkezi kendisidir. Aksi halde mevzisini kaybetmis piyade eri gibi hissetmektedir; kendini nasil etkinlige verebilsin? Asabiyetini nasil dindirsin üstelik bu pespayeligin az sonra ödül verme - plaket takdiminde de sürecegi ihtimali orta yerde dururken. Dolayisiyla o dar alanda Türk hatta Insanlik tarihinin en kanli hesaplasmalari, savaslari yapilmaktadir.

Nice hain ve zalim pusular kurulmakta, intikam planlari yapilmakta ve dahi uygulanmaktadir. Maalesef bunlar hep faili meçhul kalacak, hiçbir zaman aydinlatilamayacak ve tarihin derinliklerinde kaybolacaklardir. Çünkü insanligin süfli, adi ve korkunç duygularindan türeme olduklarindan , kayda ve itirafa konu olamayacaklardir.

Birde bu güruhun bir birini Yörük sirtindan( temsil-agirlama ödenegi) agirlamalari vardir ki evlere senlik...Tanidik, es - dost, partili, hemsehri ve protokol çagrilir. Burada da esas sorun bas masaya onunda basina oturmaktir. Masanin sagi, solu da önemlidir, onun durdugu yerde. Kapiya veya helaya yakinsa vay tesrifatçilarin sülalesine.
-Ben buna mi layikim!
- Af edersiniz Beyefendi, hik mik.
Böyle yerlere niye kapi veya hela yaparlar ki? Aylarca bunun kavgasi sürer. Gerçekte bakarsiniz bir kentin en iyi restoranidir ve en iyi ustalarca pisirilmis yemekler, süper servis vs. ama hepsi bu hasetliklerden nasi zehir zikkim olurda oturur midelere.

Ancak hanuman sahibi çok iyi ve önemli bir is yaptigi kanisindadir.
Bir sürü kullarini çagirmis, midelerine bayram yaptiracaktir. Rakilari sömürmekte yavas davranan avenesine elinde kadehle yol açar ve:
Bendensiniz, için içebildiginiz kadar, ne duruyorsunuz!
Hadi Yalçin Bey,
davran Durmus Bey diye efelenir.
Aksirip, tiksirincaya kadar yenilir içilir.

Biliyoruz ki insan kendi hesabina donatacak olsa
çilingir sofrasini, cebi akreplerle dolar ama bu Yörük sirti çok
hostur.
Tüyü bitmedik yetim hakki insani baba adam yapar.
Olaya baska bir açidan da yaklasacak olursak bu güruh her zaman balli börek yemez.

El alem kisin sicak ortamlarinda kestane kebap yaparken veya yazin
sögüt gölgesinde serinlerken; lacivert elbiseleri çekmis, tespih
taneleri gibi dizilmis bu selamsiz bandosu elemanlarimiz saatlerce
titreyerek yada kan ter içinde ÇÇÖK ( çok çok önemli kimse)
hazretlerini beklerler. Bu karsilama/ ugurlama muhabbetleri de bir
alemdir. ÇÇÖK bir kente geldiginde kendileri kent sinir baslangicinda veya havaalaninda protokol sirasina göre ellenerek karsilanir. ÇÇÖK bu el sikisma islemi sirasinda genelde yaninda yapisik gezen alakasiz biriyle konusur. Ve de tokalastigi kimselere bak(a)maz. Kaç kisiyle tokalastiginin bu isi nasil yaptiginin ayriminda degildir. Eli önünde gezer ve diger ÇÖKler onun eline dokunurlar. Tokalasma degil de elleme dememin nedeni bu. Bu önemli görevin gerçeklesmesinin sonrasi apayri bir trajedidir. Basta The ÇÇÖK'ün bindigi araba, arkada digerleri kente yönelirler. Bu yolculukta bazi yerkapçi kurnazlar öne firlarlar. Birazda trafigi mazeret sayip herkesi sollamaya kalkarlar. Kimse bu uyanikligi yutmaz ama alenen de bir sey denemediginden soförler üzerinden öne geçmece kapismasi sürer. Ve tam bir düzensiz sokak rallisine / can pazarina dönüsür.

Sonrada okursunuz:

Falancanin konvoyunda kaza; 5/8 ölü.

Kentlerin ortak paydasi diye takdim edilen futbol takimi Maçlarinda
seref tribünleri ise azametli bürokratik ÇÖKlerin kentin zadegan
takimiyla karistiklari, sivillestikleri alanlardir. Nedense illa
futbol olacak; triatlon veya badminton maçlarinda asla kimsecikler
görünmez. Bir taraf devletten aldiklari güçle ne yaman Tiran
olduklarini diger tarafsa nakit hesaplarindan aldiklari ilhamla
Karun'u nasil solladiklarini sergileme ihtiyaç ve amaçlarini
gerçeklestirirler. Kentin Ortak Degerine su kadar para yatirmis olan bu kentsever zenginlerimizin ve muadilleri büyüklerimizin maçla da, sporla da alakalari tam kelalakadir. Hayatlarinda hiç spor yapmamislardir. Ne yapilan sporu, ne de oyunculari bilirler; sadece
skoru yakalamaya çalisirlar ve bu donelerle seref tribünün, kamu
sponsorlu mönüsünden ortak yararlanma esnasinda geyik yaparak;
karsilikli tanisma ve dayanisma olanaklarini gelistirirler. Sivil -
resmi yöneticiler arasi diyalog artmis, ikili iliskiler gelismis ve de
böylece bir genel yarar saglanmis olur. Buraya taraflar iki elleri
kanda olsa dahi gelirler. Orada mutlaka görüntü verirler. Sanki gizli
katiplerin kayit aldigi;bulunmalari zorunlu bir tapinaga bela savmak
için gelmis gibidirler.

Bir handikapta bu yerlerin farkli bürokratik hiyerarsilerin bir
birlerini tarttiklari, sinadiklari mekanlar oluslaridir. Her kurum ve
kurulus kendi hiyerarsisini ön plana çikarip( mümkünse digerlerini yok
sayip) protokolü gerçeklestirme egilimindedir. Buda kurumsal
savaslari beraberinde getirir. Tabi daima protokol elbiselerini
giymis, parlayan kiliçlariyla mevzi almis; çeliklesmis irade timsali
askeri erkanin her savastan zaferle ayrilacagini bilmek için kehanete
gerek yok.

Mekanlardan/ makamlardan seref ya alinir yada verilir. Sayet siz alici
iseniz oraya girmek bir derttir hele orda hayatta kalmaksa bin dert.
Sizden öncekiler oldugu gibi sizden sonrakilerde olacaktir ve heyhat
ki siz hiç oralara gelmemis gibi uzaklardan bakar olacaksiniz bir
zaman sonra. Öyleyse daha çok, daha derin, daha yogun yasamali. Ah ah
ki ne ah; statü endisesi, yok olmanin dayanilmaz acisi. Bu ne yaman
çeliskidir, çekilmez çile. Hasta eder adami. Öldürür insani da
aglayani olmaz.

Lakin tüm toplum "birazda biz ölelim" hesabi protokole dahil olmak
için ölüyor. Söyle kurulup seref locasina, tepeden tepeden bakip
aleme : su küçük daglar var ya iste onlari annem yaratmisti! diye
bilmenin muhtesem tatli hazzi...

Yada acaba öte dünyada da bu statülerinin devam edecegine dair bir
bilgi mi var kitapta( O kitabin Kur'an olmadigi kesin. Öyle olsa hiç
biri uymazdi), yani ben yine iskaliyor muyum hayati?

Gah çikarim gök yüzüne seyrederim alemi
-Abi be, protokolden bir yer ayarlasana aksama!

ali t. balaban ocak 2007
alibalaban1@yahoo.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder